17 Mart 2013 Pazar

Boş

Güzel abim benim, söylemeye çalıştığın şeyin herkes tarafından farklı algılandığı bir dünya burası. Burada evrensel bir dil yok, burada kadının adı yok, burada aşk denen bir şey yok. Burada herkes birbirinden nefret eder, birbirini yanlış anlar, burada aşk yoktur, aşktan korkulur, insanlar heyecanlanmaya dayanamaz, çünkü insan olduklarını hatırlamaktan korkarlar. Burada acı vardır, yoksulluk vardır, burada iyi olmayan her şey vardır be abi. Bazen iyiler gelir, iyi duygular gelir; onlar da körelir. Bir bakmışsın her şey ölü, her şey yok olmuş. Sen kalakalırsın, bir öğle vakti içindeki boşlukla yatağında yatarsın. Kimse seni anlamaz. Kimse seni anlamaz. Hala ne anlatıyorsun? Kimse seni anlamayacak. Anlamayacak. Anlatma be abi. Anlatma.

 Şaşırma güzel abim, burası böyle bir dünya. Fazla bir şey umma.

İyi şeyler anlatma bana, umudu anlatma. Umutsuzluğu anlat artık, tüm o kötülükleri, dünyanın amına koymalarını anlat, dünyanın amına koyan tüm orospu çocuklarını anlat, gerçek orospuları, günahsızlıklarını, siyaset yapanlardan bin kat daha aydın, bin kat daha insan olan orospuları anlat. Benim şu an onlardan ''orospu'' diye bahsetmemin sebebi olan insanları anlat. Aklını nasıl yitirdiğini anlat, ara sıra nasıl gerçek hayata döndüğünü, kitapları, şiirleri, çocukları anlat be abi. Hep derdik ki, ''Çocuklar olduğu sürece bu dünyada hala güzel bir şeyler var.'' Yok be abi. Nasıl olsun? Bu çocuklar kendilerine yetişkin diyenlerin, daha kendi umutsuzluklarıyla başa çıkamayan insanların elinde değiller mi? Çocukların güzelliği bizimle soluyor be abi, bizimle soluyor. Umutsuzluğu anlatsana bana, dünyanın yok oluşunu anlat, küresel ısınmayı, küresel ıkınmaları anlat, Tanrının siktir ettiği yerlerde ölen, öldürülen insanları anlat. İnsanları anlat be abi. İnsanlığı anlat. İnsanlık umutsuzlukla eşdeğerdir benim gözümde, beni bana anlat.

Beni anlat be abi. Bizi anlat.

1 yorum: